KEFİRDEKİ MAYA, ZARARLI BAKTERİLERLE SAVAŞIR
İnsanlar binlerce yıldır fermente süt içeceği olan kefir üretip içiyorlar. Kefir içeceğinin,kolesterolü düşürmek, iltihabı azaltmak ve antioksidan bir etki uygulamak gibi birçok tanınmış sağlık yararı vardır.
Diğer probiyotiklerde olduğu gibi kefir de anti-mikrobiyal özelliklere sahip. Ancak bilim
adamları, hastalığa neden olan bakterilerin büyümesini tam olarak nasıl engellediğinden emin
değillerdi.
İsrail’deki araştırmacılar, kefirdeki “Kluyveromyces marxianus” adlı bir mayanın bakteriyel
iletişimi bozan bir molekül salgıladığını keşfettiler. Bilim insanları, bitkilerin ve alglerin triptofol
asetat adı verilen bu maddeyi ürettiklerini zaten biliyorlardı ancak ilk kez bir mayada buldular.
Araştırmacılar sonuç olarak Triptofol asetatın, hastalığa neden olan bakterilerde bir tür
mikrobiyal iletişim olan çekirdek algılamayı engellediğini keşfettiler. Çekirdek algılamada,
bakteriler çevrelerine sinyal molekülleri salgılar. Moleküller belirli bir konsantrasyona
ulaştığında, aynı türden bakterilerdeki genlerin ifadesinde değişiklikleri tetiklerler.
Bu değişiklikler, hastalığa neden olan bakterilerin aktivitelerini sayılarına göre koordine
etmelerine izin verir. Bu koordinasyon, bazı bakterilerin kendilerini savunması veya
konakçılarına saldırması için gereklidir. Bazı durumlarda, belirli bir yoğunluğa ulaştıklarında,
mikroplar bir yüzey üzerinde yapışkan, koruyucu bir kaplama veya biyofilm oluşturmak için
bir araya gelebilir.