BUGÜN 4 ŞUBAT DÜNYA KANSER GÜNÜ
172 ülkenin üye olduğu, Uluslararası Kanser Kontrol Örgütü tarafından ilan edilen gün, ilk defa küresel pandemi koşullarında gerçekleşiyor.
Dünyada ve ülkemizde pandemi sürecinde kanser tedavisi devam eden pek çok hasta, hastanelere gitmekten çekiniyor. Dolayısıyla da tedavileri aksıyor.
Peki pandemi ülkemizde kanserle mücadeleyi nasıl etkiliyor ? Bunu şu anda bilmek mümkün değil. Zira Sağlık Bakanlığının internet sitesinde bu konuyla ilgili en son bilgi 2016 yılında yayınlanmış. 2016’daki verilere göre 98 bin kişiye kanser teşhisi konuldu. Kanserler en çok sindirim ve solunum organlarında görüldü.
Kanser hastaları için Covid-19 nasıl bir risk oluşturuyor ?
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Murat Dinçer, Koronavirüs’ün neden olduğu Covid-19’un aktif olarak kanser tedavisi gören insanlar için ciddi bir risk teşkil ettiğini söylüyor. Kanser hastalarına verilen ilaçlar, antikorlar, kortizon türevleri ve kemoterapinin, bağışıklığı azalttığını ve bunun da enfeksiyon riskini artırdığını belirten Dinçer, Pandemi’nin başlangıcında bu riskler nedeniyle hastalara kemoterapi vermenin ertelenmesinin tartışıldığını, fakat bunun hastalar için daha kötü sonuçlara yol açabileceği nedeniyle kabul görmediğini söylüyor. “O yüzden tedaviler hep devam etti. Ancak tedavi almakta olan hastalarda Covid-19’a yakalanma sıklığı da arttı. Covid-19’a yakalandığınız zaman da bu hastalığı çok daha ağır geçirme riskiyle de karşı karşıya kalıyorlar. Dolayısıyla kanser hastalarına özel ihtimam göstermek gerekiyor.”
Erken teşhisin önemi ;
Kanserle mücadelede erken teşhis, hem tümörün diğer organlara sıçramasını engellemek için hem de diğer tedavi yöntemlerine daha az ihtiyaç duyarak cerrahi olarak alınabilmesi açısından önemli. Fakat insanların Pandemi nedeniyle hastaneye gitmekteki isteksizliği, erken teşhisleri azaltmış olabilir.
İstinye Üniversitesi Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Celalettin Kocatürk, bu süreçte yalnızca kanserlerin erken teşhisinin azalmadığına, aynı zamanda evde kalp krizine bağlı ölüm oranlarının da arttığına dikkat çekiyor:
“İnatçı şikayetlerinizi asla ertelememeli ve hastaneye başvurmalısınız. Bundan dolayı sadece kanserde değil, pek çok hastalıkta da problem olduğunu görüyoruz. Prof. Kocatütk sözlerini şöyle tamamladı; “Hipertansiyona bağlı beyin kanamalarından, kalp krizlerine, neredeyse şeker hastalığındaki yüksek şeker komasına girecek olan ve böbrekleri hasar alan, göz dibinde hasar olan oldukça ciddi sayıda şeker hastasına kadar hemen hemen her hastada tedavide aksama görebiliyoruz.”